saat onda kalkacak vapur

saat onda kalkacak vapur
biliyorum biliyorum
işte bavulum, yüreğim işte şurada
biletimi istiyorlar, uzatıyorum
güverteye çıkıyorum, hiç yoktan bir deniz daha
-saat onda mı kalkacakmış vapur
-gecikebilirmiş biraz, öyle diyorlar
desinler, desinler
hey kaptan! bana baksana
ben çoktan varmışım varacağım yere
bir edip daha bekliyor beni eski bir otelin kapısında.

üstümde sarı bir gömlek var, iyi ki sarı
içimi kapatıyor bana verdikleri oda
eşyalarımı yerleştiriyorum, öylesine ağırdan alıyorum ki bu işi
kocaman bir serüvenden ufacık bir parçayı
özenle sürdürüyorum sanki
uzanıp musluğa doyasıya su içiyorum
ilk damlası şuramda, son damlası çocukluğumda
dışarı çıkacağım, sıkıca kapatıyorum penceremi.

neden olmasın
üstüme pek uymayan bu yalnızlığı ben
taşımışım bir yolcu gibi çocukluğumdan bu yana.

her öğrenmek istediğimiz şey onu öğrenme alışkanlığımızda
çarşıyı iyi biliyorum, meyhaneleri bir bir
kimseler tutamaz benim bu kadehi tuttuğum gibi avucunda
ama öğretilemez de bana bir tarla kuşunun uçuşu
bu nehir akıyor mu, yüzüyor mu yoksa bir başına
odamdaki gece lambası neden bu kadar soğuk
ben öğretmedim ya
bir pervane nasıl da öpüyor onu öğrendiği uyumla.

akşam mı, evet akşam
her şeyi bir bir açıklama vakti
-öyle mi, peki
nedenini bilmiyorum, ayvalık'dayım
-ayvalığa mı
yeniden gösteriyorum biletimi
hatırlıyorum da, bir arkadaşım vardı benim
tarçından örülmüş bir suskunluktu dili
hey kaptan! sen bilir misin, var mı hiç görmüşlüğün
tam ayvalık gibiydi yüzü, şimdi karşımda.

öldü
vardır ya her küçük şehrin bu yüzden
soluşuyla birlikte gözyaşları da.

önce gözleri boğulmuştu, elleri
kupkuru dudakları en sonra
dediler ki, içkiden öldü, yalan!
sevgisizlikti onu aramızdan çekip çıkaran.

saat onda kalkacakmış vapur
ister kalksın, ister kalkmasın, bana ne yolculuktan.


Edip Cansever

Yorumlar